Devlet Idaresinde Manevi Güçlerin Rolü

Aşağıda bir hatırasını anlatacağımız Nizamül-mülk, Büyük Selçuklu İmparatorluğunun ünlü vezirlerinden ve müslüman Şark’ın yetiştirdiği en büyük devlet adamlarındandır.

1018-1092 yılları arasında yaşayan bu değerli insan, Horasan’ın eski kültür merkezlerinden Tûs şehrine bağlı, Nukan adlı bir kasabada dünyaya geldi. Asıl adı ”Hasan” olup, babası kasabanın dihkanı, yâni idarecisi idi. Varlıklı ve itibarlı bir aileye mensup olduğundan; iyi bir tahsil yapma imkânı buldu. O’nun tahsili bizim için hayli dikkat çekici ve mânidârdır: 11-12 yaşlarında Kur’an-ı Kerîm’i ezberleyip hıfzını tamamladı. Kısa zamanda fıkıh ilminde temayüz etti. Edebiyat ve hitabette ileri bir seviyeye ulaştı. Kardeşi Ebu’l-Kasım Abdullah da, o zamanların ünlü fakîhlerinden olmuştu.

Osmanlı Nasıl Gelişti

Geçenlerde, Târih-i Gülşen-i Maârif adlı iki ciltlik eski harfli tarih kitabını okuyordum. I. Cildinin 417. sayfasında Sultan Osman’ın, oğlu Orhan’a vasiyetleri kaydedilmiş. Bu vasiyetlerin, Diyanet Gazetesi okuyucularıyla ilgili olduğunu düşünerek Tarih köşesinde takdimini faydalı gördüm.

Önce eser hakkında kısa bir bilgi vereyim:

Gülşen-i Maârif, bir umumi tarih kitabıdır. Önce Hazret-i Adem’den başlayarak peygamberleri kısaca anlatır (Cümlesine halisane salât ve selâmlarımızı arzederiz). Sonra Hazret-i Muhammed SAS’ı genişçe anlatarak Emeviler, Abbasiler ve sair İslâm devletlerine geçer. I. Cilt 407. sayfadan itibaren de Osmanlı devletini anlatmaya başlar; 2. Ciltte Sultan Abdülhâmid I devri sonuna kadar getirir. Eseri Feraizcizade diye tanınan Seyyid Mehmed Saîd Efendi kaleme almış ve muhtelif kaynak kitaplardaki malûmatın lüzumsuz teferruatını süzerek, mukayeseli çalışmalar yaparak 10 yılda ikmal ve itmam eylemiştir. 1249 hicrî/1834 milâdî tarihinde bitirdiğini kendisi belirtiyor, ikinci cildin sonunda, Dersiam Ferâizî Mehmed Efendi’nin oğlu olduğunu, Bursa’da doğduğunu, hiç çocuğu bulunmadığını, Emir Sultan Cami-i şerifinde hatiplik vazifesi yaptığını beyan ederek, tahsil ve terbiyesini hangi hocalardan ikmal ettiğini açıklıyor. (Bk. s; 1685 vd.) Bursalı Tahir, Osmanlı Müellifleri adlı eserinde Müellif Mehmed Said Efendi’nin 1251 hicrî/1835 milâdî tarihinde vefat eylediğini ve Emir Sultan Camii hazinesine defnolunduğunu kaydeder. Allah rahmet eylesin…

Hz. Ebubekir’in Bir Şiiri

Meşhur Arap şairi Şerefüddin Muhammed b. Saîd el-Busirî, 608-696 hicrî yılları arasında (m.1213-1296) Kahire’nin kuzeyindeki Bilbîs şehrinde yaşamıştı. Hadîs ilminde de şöhret kazanmıştı. Aynı zamanda mahir bir hattat idi.

Yazdığı eserler içinde en meşhuru, asıl adı el-Kevâkibü’d-dürriyye fî Medh-i Hayri’l-Beriyye olan ve Hazret-i Peygamber’i (SAS) medh sadedinde kaleme alınmış bulunan kasidesidir. Mütehassısların ifadesine göre İslâm âleminde bunun kadar yayılmış, tanınmış ve sevilmiş bir başka şiir gösterilemez. Arapça, Farsça, Türkçe, Berberî diliyle üzerine doksandan fazla şerh yazılmış, Latince, Fransızca, Almanca, Farsça ve Türkçe’ye tercüme edilmiş, sayısız tahmisleri, teslis ve taştirleri yapılmıştır. Bu meşhur kaside asıl adından ziyade, Kasîde-i Bür’e veya Hazret-i Peygamber zamanında şair Ka’b b. Züheyr tarafından yazılan “Banet Suadu…” manzumesi gibi Kasîde-i Bürde diye tanınır.