Devlet Idaresinde Manevi Güçlerin Rolü

Aşağıda bir hatırasını anlatacağımız Nizamül-mülk, Büyük Selçuklu İmparatorluğunun ünlü vezirlerinden ve müslüman Şark’ın yetiştirdiği en büyük devlet adamlarındandır.

1018-1092 yılları arasında yaşayan bu değerli insan, Horasan’ın eski kültür merkezlerinden Tûs şehrine bağlı, Nukan adlı bir kasabada dünyaya geldi. Asıl adı ”Hasan” olup, babası kasabanın dihkanı, yâni idarecisi idi. Varlıklı ve itibarlı bir aileye mensup olduğundan; iyi bir tahsil yapma imkânı buldu. O’nun tahsili bizim için hayli dikkat çekici ve mânidârdır: 11-12 yaşlarında Kur’an-ı Kerîm’i ezberleyip hıfzını tamamladı. Kısa zamanda fıkıh ilminde temayüz etti. Edebiyat ve hitabette ileri bir seviyeye ulaştı. Kardeşi Ebu’l-Kasım Abdullah da, o zamanların ünlü fakîhlerinden olmuştu.

Hz. Ebubekir’in Bir Şiiri

Meşhur Arap şairi Şerefüddin Muhammed b. Saîd el-Busirî, 608-696 hicrî yılları arasında (m.1213-1296) Kahire’nin kuzeyindeki Bilbîs şehrinde yaşamıştı. Hadîs ilminde de şöhret kazanmıştı. Aynı zamanda mahir bir hattat idi.

Yazdığı eserler içinde en meşhuru, asıl adı el-Kevâkibü’d-dürriyye fî Medh-i Hayri’l-Beriyye olan ve Hazret-i Peygamber’i (SAS) medh sadedinde kaleme alınmış bulunan kasidesidir. Mütehassısların ifadesine göre İslâm âleminde bunun kadar yayılmış, tanınmış ve sevilmiş bir başka şiir gösterilemez. Arapça, Farsça, Türkçe, Berberî diliyle üzerine doksandan fazla şerh yazılmış, Latince, Fransızca, Almanca, Farsça ve Türkçe’ye tercüme edilmiş, sayısız tahmisleri, teslis ve taştirleri yapılmıştır. Bu meşhur kaside asıl adından ziyade, Kasîde-i Bür’e veya Hazret-i Peygamber zamanında şair Ka’b b. Züheyr tarafından yazılan “Banet Suadu…” manzumesi gibi Kasîde-i Bürde diye tanınır.