Dirilerin Anisina!

Dirilerin Anisina!

Yürürken ayaklarınızın yerden kesildiğini hissetiniz mi hiç? Ya havayı teneffüs ettikçe içinizde bir ürperme oldu mu? Veya bastığınız toprak size ses verdi mi? Gezindikçe içinizdeki hüzün, gururla birleşip gözlerinizden süzüldü mü billur billur? Toprakta hayat bulmuş çimenlerin bir başka parladığını hissettiniz mi? Ya ağaçların dallarını sallarken yaprakların “hu” sesleri size geldi mi?

Kirkpinardaydim !

Sebahattin Bilgiç

Güreş benim tutkumdur. Hele söz konusu yağlı güreş olunca akan sular durur benim için. Az da olsa güreştiğim için mi bilmem, bir pehlivanın yağlanıp şöyle meydana yürümesinin doyumsuz seyrini tadarım.

Bu sene tarihi Kırkpınar güreşlerinin 650. sini seyrettik. Bin dört yüz kusur pehlivan er meydanında kendini gösterdi. Buradan bütün seyircilerin güreşe doyduğunu söyleyebilirim. Doğrusu kıran kırana güreşler oldu. Hele minik -1 boyda Antalyalı iki kardeşin güreşleri vardı ki gözlerim yaşararak seyrettim. Anne ve babalarını ve ustalarını tebrik ederim.

17. Geleneksel Mezunlar Ve Gönüllüler Buluşmasi

17. Geleneksel Mezunlar Ve Gönüllüler Buluşmasi

Her yıl temmuz ayının ilk cumartesi günü düzenlenen Edirne Mimar Sinan Vakfı Geleneksel Mezunlar ve Gönüllüler Buluşması 2 Temmuz 2011 günü gerçekleştirildi. Bu yıl on yedincisi düzenlenen programa başta Vakfımız kurucu başkanı Hasan Gümüş olmak üzere, Edirne milletvekili Dr. Mehmet Müezzinoğlu, Ak Parti Edirne İl Başkanı Av. Müjdat Kahve, İstanbul İl Genel Sekreter Yardımcısı Ümit Ünal, İstanbul İl Genel Meclisi üyesi Abdülkadir Cebecioğlu, Edirne il müftü vekili Yusuf Tuna, Gümülcine müftü yardımcısı Fehim Ahmet, Makedonya Gostivar Mustafa Kemal Atatürk İlköğretim Okulu müdürü Gülcahit Emin ve Genç Kalemler Dermeği Başkanı Türker Kamber’in yanı sıra çeşitli sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle yurt içi ve yurt dışından çok sayıda vakıf gönüllüsü katıldı.

 

Gelenekten Geleceğe !

Sebahattin Bilgiç

Sabah namazından sonra mescidin lokalinde otururken, Rahmetli Hocamız Esad Coşan Hocaefendi yaşlı bir cemaate “En çok neye ihtiyacımız var biliyor musun?” diye sorup, cevabını yine kendisi vermişti. Demişti ki; “Havadan çok, sudan çok, yeme içmeden çok hocaya ihtiyaç var.” Rahmetli hocamızın bu tespitini birçok sohbetlerinde de dile getirdiğini hatırlıyorum.

Rahmete Yolculuk-2

Sebahattin Bilgiç

Umreye giderken derslerine girdiğim sınıfta hem mübarek beldelerle ilgili bilgi vermiş, Mekke’de yapılan her türlü hayrın da yüz bin sevapla ödüllendirildiğini belirtmiş, hem de helallik dilemiştim. Bir ara baktım bir kız öğrencim sınıf arkadaşlarından para topluyor. Sonra topladığı parayı getirdi, avucuma koydu ve “Hocam bu azımızı Mekke’de sadaka olarak dağıtabilir misin?” dedi. Saydım, on üç kusur lira. Bende on beşe tamamlayıp, kağıt paraya çevirdim. Uyanık olup fırsatı ganimete çevirmek bu işte. Oraya on beş lira gönderdiler ama bir milyon beş yüz bin lira vermiş gibi sevap kazandılar inşallah.

Rahmete Yolculuk-1

Rahmete Yolculuk-1

İhrama girmek, kendini dünyalıktan soyutlamak anlamına geliyor. Bembeyaz ihramların içinde diğer insanlarla beraber aynı seviyede oluyorsun.

İhrama girmek mezara giderken yanına alacağın şeylerin provası anlamına da geliyor. Sırtımızda taşıdıklarımızın gönlümüzü kelepçelemesi ne kadar boş bir şeymiş meğer.