Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy, her yıl Aralık ayında olduğu gibi bu yıl da vefatının 74. yılı münasebetiyle ülkemizin her yerinde çeşitli programlarla anılıyor. Edirne Mimar Sinan Vakfı Öğretmenler Platformu ile Rumeli Gençlik Grubunun birlikte düzenlediği ve Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Recep Duymaz’ın konuşmacı olarak katıldığı “Mehmet Akif’in Edirne Yılları” konulu program 01 Ocak 2010 cumartesi günü Edirne Mimar Sinan Vakfı Balkan Kültür Merkezi Mimar Murat Yılmaz Konferans Salonunda gerçekleştirildi. Programa başta Edirne Mimar Sinan Vakfı Kurucu Başkanı Hasan Gümüş olmak üzere, okul müdürleri, öğretmenler, üniversite öğrencileri ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı.
Edirne Mimar Sinan Vakfı Öğretmenler Platformu adına açılış konuşması yapan Serhat Ocak, “Programımızı Aralık ayı içinde planlamıştık. Ancak yeni yılın ilk gününe kaldı. Bu arada da güzel bir tesadüf olarak 2011 yılı Mehmet Akif’in vefatının 75., İstiklal Marşının milli marş olarak kabulünün de 90. yılı olması münasebetiyle Mehmet Akif Yılı ilan edildi. Edirne’de Mimar Sinan Vakfı olarak Mehmet Akif Yılının ilk programını düzenlemiş olmanın mutluluğunu yaşıyoruz” dedi.
Daha sonra kürsüye gelen Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü başkanı Prof. Dr. Recep Duymaz, Mehmet Akif’in hayatına dair kronolojik bilgiler verdiği konuşmasında, Akif’in Halkalı Baytar Mektebi’ni (Veterinerlik Fakültesi) bitirdiğini hatırlattı. Prof. Duymaz, Mehmet Akif’in Edirne’de geçirdiği yıllardan bahseden bir takım kaynaklara atıf yaparak “Akif 1893 yılında Baytar Mektebinden mezun olduktan sonra Orman ve Maadin ve Ziraat Nezareti yani Orman Madenler ve Ziraat Bakanlığı bünyesinde baytar müfettiş yardımcılığı görevinde bulunmuştur. 1893 yılının aralık ayı sonlarından 1896 yılının mart ayına kadar bu görevini Edirne’de icra etmiştir” dedi.
Prof. Duymaz, Akif’in o yıllarda Edirne’de hangi binada çalıştığı, hangi binanın baytarlık hizmetinde kullanıldığı ve Akif’in nerede ikamet ettiğine dair araştırmalarda bulunmasına rağmen buna dair bir bilgiye ulaşamadığını kaydetti.
Akif’in Edirne yıllarında 21-22 yaşlarında genç birisi olduğunu hatırlatan Prof. Duymaz, Akif’in gençliğinden itibaren şiirin yanında spora, özellikle güreş ve yüzmeye meraklı olduğunu vurguladı.
Prof. Duymaz konuşmasında Mehmet Akif’in Edirne yıllarında yazdığı ve bazıları yayınlanan gazel ve terkib-i bend türündeki şiirlerinden ve Mısır’da bulunduğu yıllarda Prenses Emine Abbas Halim’e yazdığı Edirne’den de bahsedilen mektuplarından örnekler verdi. Ayrıca Akif’in vefatından sonra dönemin Edirne milletvekili Şeref Aykut’un Yedigün Dergisinin Ocak 1937 sayısında yayınlanan “Mehmet Akif Edirne’de” başlıklı makalesini gösterdi. Şeref Aykut’un yazısına “1893 yılında Mehmet Akif Edirne vilayet baytarı idi. Akif’in Edirne’deki hayatı taşkın, coşkun geçen gençlik çağıdır.” Sözleriyle başladığını belirten Prof. Duymaz yazıda, Akif’in arkadaşı Şeref Aykut’un atına binerek çevredeki Edirne köylerini dolaştığını ve buralardan dinlediği topladığı destanları içli ve duygulu gönlünden taşırarak anlattığının kaydedildiğini söyledi.
Vatan, millet ve istiklal şairimiz Mehmet Akif’in Safahat’ında Edirne’nin Balkan Savaşlarındaki işgal yıllarından bahsedildiğini hatırlatan Prof. Duymaz Akif’in Edirne ile ilgili şu mısralarını dinleyicilerle paylaştı:
Edirne kal’asıdır gördüğün hisar-ı mehib,
Şu zirvesinde biten simsiyah ağaç da salib.
Murad-ı Evveli koynunda gezdiren tepeler,
Nasıl rüku ediyor Ferdinand’a bak bu sefer.
Bizim midir sanıyorsun şu yükselen bayrak?
Çeken Savof, Lala Şahin değil kuzum, iyi bak.
Edirne! İşte o İslam’ın âhenin suru,
Edirne! İşte o şarkın cebin-i mağruru.
İkinci arş-ı tealisi Al-i Osman’ın,
Birinci mevki-i feyyazı belki dünyanın.
Edirne! İşte o şarkın demir kilidi,
Sefil ayakları altında Bulgar’ın şimdi.
Muzaffer ordusu hakkıyla(!) intikam alıyor,
Kadın, kız, çoluk, çocuk, erkek ne bulsa parçalıyor.
Bu katliama da razıyım ihtiram olsa,
Harim-i dini de geçtik harim-i namusa.
Şu dört minareli cami ki yoktu hiçbir eşi,
Ki parlıyordu hilalinde sanatın güneşi.
Salibi sineye çekmiş de bekliyor.Nevmid.
İlgi ile takip edilen program sonrasında Prof. Duymaz dinleyicilerle sohbet etti.