Balkanlarda bu dönemde tarihi bir dönemeçten geçildiğini belirten Hasan Gümüş “Tarih şekillenirken ve yazılırken tarihe seyirci kalmayın. Tarihe geçmek isteyenler için fırsatlar dönemindeyiz. Hizmet bekleyenlere hizmete koşun” dedi.
Edirne Mimar Sinan Vakfı Balkan Kültür Merkezi’nde 29 Ekim 2009 Perşembe günü akşamı düzenlenen aylık olağan konuşmasında kalabalık bir dinleyici grubuna hitap eden Edirne Mimar Sinan Vakfı kurucu başkanı Hasan Gümüş, yeni dönemde yeni ufuklara işaret ederek herkesin olanca gayretiyle üzerine düşeni yapması gerektiğini vurguladı.
Kış mevsiminin bereketinden istifade edin
Yaz dönemi ve Ramazan Ayı sebebiyle yaklaşık üç aylık bir aradan sonra birlikte olduklarını, yeni kış sezonunun başladığını, kış mevsiminin ferdi ibadet hayatı için de son derece önemli olduğunu belirten Gümüş şunları söyledi: “Kış mevsiminde gündüzler kısa, geceler uzundur. Dolayısıyla gündüzleri oruç tutmak, geceleri de uyku imkânı bularak teheccüt namazı kılmak ve sabah namazına kalkmak daha kolaydır. Kış mevsiminin bereketini kaçırmayıp istifade etmek gerekir.”
Meşhed-i Hüdavendigar, Meşhed-i Uhud’un bir şubesidir
Bu üç aylık arada, Edirne Mimar Sinan Vakfı’nın organizasyonu olarak kabul ettiği ve Bulgaristan, Makedonya ve Kosova’yı kapsayan bir Balkan seyahati gerçekleştirdiklerini, bu gezi esnasında çok duygulu ve heyecanlı anlar yaşadıklarını söyleyen Hasan Gümüş, en çok heyecan duydukları yerlerden birinin de, Edirne fatihi Sultan 1. Murat Hüdavendigar’ın Kosova’nın başkenti Priştine’de bulunan makamı olduğunu belirtti: “Meşhed-i Hüdavendigar’ı bir gurup vakti ziyaret ettik. Yani akşam güneş batımına yakın bir vakitti. Gurup vakti, gece ve gündüz meleklerinin nöbet değişimi sebebiyle, meleklerin yeryüzünde daha yoğun olarak bulundukları bereketli bir vakittir. Meşhedin bulunduğu alanda kendimizi sanki Uhud savaşının yapıldığı alanda bulunuyormuşuz gibi hissettik. Sultan Murat Hüdavendigar’ın Seyyid-i Şüheda Hazret-i Hamza (ra) Efendimizi düşündürmemesi mümkün müdür? Sultan 2. Murat Han’ın Hz. Halid Bin Velid’i, Hz. Amr bin el-As’ı düşündürmemesi mümkün müdür? Şüphesiz Meşhed-i Hüdavendigar, Meşhed-i Uhud’un bir nümunesi, bir şubesidir.”
1. Murat’ın torunlarına yakışır şekilde çalışın
Hasan Gümüş, “Balkanları gezdik, gördük ve karar verdik. Önümüzdeki Ramazan ayında oralarda hizmetler yapmaya karar verdik. Herkesin haberi olsun, sonra haberimiz yoktu, kaçırdık demeyin. Tarihin sadece seyircisi olmayın, hizmete koşarak tarihe geçin. Bizim oralara borcumuz var. Oralara gitmeliyiz, hizmet etmeliyiz. Buradaki imkânlarımızı da geliştirmeliyiz. Anaokulu ve pansiyon binası işimiz için ben iki sene opsiyon tanımıştım. Ama bunu değiştiriyorum. Bir sene sonra bu işi bitirmeliyiz. Hızlı çalışmalıyız, bizden hizmet bekleyenlere koşmalıyız. 1.Murat’ın torunlarına yakışan budur. Allah Teala da böyle insanları sever” dedi.
Allah, olanca gücüyle çalışmayı sever
Bir kişinin kapasitesi ve istiap haddi ne kadarsa o kadar çalışması gerektiğini ifade eden Gümüş şunları kaydetti: “Peygamber Efendimiz kendisine sevdirilen üç şeyi saydıktan sonra sırasıyla orada bulunan Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali Efendilerimiz de birbirlerini tasdikleyerek kendilerine sevdirilen üç şeyi saymışlar. Sonunda, Hz. Cebrail, Allah Teala’nın da hoşlanacağı üç şeyi kendisine bildirdiğini söyleyerek şunları saymıştır: 1-Olanca gücüyle çalışmak, 2-Pişmanlık ve tevbe istiğfar anında ağlamak, 3-Zorluk anında sabretmek. Allah Teala’nın hoşlandığı şeylerden ilki, kişinin olanca gücüyle çalışmasıdır. Kaç saat çalışma imkânın varsa o kadar çalışacaksın. Ne kadar verme imkânın varsa o kadar vereceksin. Bizden hizmet bekleyenlere hızlı ve tam kapasiteyle hizmet götürmeliyiz.”
İslam bir yaşam biçimidir
Hasan Gümüş, her ayın son haftası, perşembeyi cumaya bağlayan gece et-Tergîb vet-Terhîb isimli hadis kitabından hadis-i şerifler okuyarak hadis-i şeriflerin açıklamalarını yapıyor. Balkanlardaki gözlem, duygu ve düşüncelerini aktardıktan sonra sıradaki hadis-i şerifi okuyarak açıklamalarda bulunan Hasan Gümüş şunları söyledi: “Peygamber Efendimiz nasıl tükürüleceğini ve tükürüğün nasıl temizleneceğini dahi cahiliye devri Araplarına öğretmiştir. İslam, hayatın her alanında bir şeyler söylemektedir. İslam bir yaşam biçimidir.”
Tasavvuf müziği ziyafeti
Konuşmadan sonra yapılan duanın ardından bir grup din görevlisi tarafından Türk tasavvuf müziğinden seçme eserler seslendirildi. Programa Kültür ve Turizm Bakanlığı Edirne Devlet Türk Müziği Topluluğu üyesi ses sanatçısı Canip Kaldan da katıldı. Burada bulunmaktan son derece memnun olduğunu belirten Canip kaldan, din görevlisi arkadaşlarla müzik çalışmalarına Balkan Kültür Merkezinde devam edeceklerini, burada da bir konser vermeyi düşündüklerini söyledi.