Rumeli Gençlik Grubu’nun düzenlediği çeşitli bölümlerden üniversite öğrencilerinin de katıldığı Karadeniz gezisi gerçekleştirildi. Samsun, Ordu, Giresun, Trabzon, Tokat ve Amasya’yı kapsayan ve tabiatla iç iç içe geçen gezi boyunca birçok tarihi ve kültürel yerler ziyaret edildi, . Vakfımızla gönül bağı olan ev sahiplerinin unutulmaz misafirperverlikleriyle gezi coşku ve heyecan içinde geçti. Gezi ekibi geziye dair duygu, düşünce ve izlenimlerini yazdılar.
Selimiye Camii’nden akşam ezanı dalga dalga yayılırken etrafa, biz çantalarımızı yerleştiriyoruz arabamıza. Rahatlatan bir akşam esintisiyle yola koyuluyoruz. İlk durağımız; Samsun. Tatlı bir heyecan ve merak var hepimizin içinde, başladık ama acaba nasıl geçecek bu seyahat? Yolculuk dualarından sonra tanışma faslı başlıyor, etrafı muhabbet iklimi kaplıyor. İstanbul’dan da arkadaşlarımızı alıp yolumuza devam ediyoruz. Zaman ilerledikçe yorulan bedenler uykuyla kapatıyor gözleri…
SAMSUN
Gözlerimizi açtığımızda bahsedilenin aksine bize dostane ve sevecenlikle kucak açan Karadeniz’i görüyoruz. Ve ilk görünüşte dağınık gibi gelse de, şehir merkezine doğru ilerlediğimizde düzenli ve tertipli bir şehir buluyoruz. Arabamızı bırakıp meraklı gözlerle ev sahibi dostların meşhur Samsun simidi ikramlı kahvaltılarına katılıyoruz. Kahvaltıda hayatımıza yön verecek önemli nasihatlerde bulanmayı ihmal etmiyor ev sahibi ağabeylerimiz. Kahvaltı sonrası önce sahil boyunda turluyoruz, ardından Samsun’un manevi zatlarından Şeyh Sait Kutbeddin Türbesini ve Kılıç Dere türbesini ziyaret ediyoruz. Güneş ışıl ışıl, hava açık, Karadeniz oldukça sakin, Toptepe’deyiz. Papatyalarla kaplı yemyeşil bir doğa eşliğinde Samsun ve Karadeniz ayaklarımızın altında. Manzara eşsiz ve büyüsüne kapılmamak elde değil gerçekten. Samsun’a gelmişken Bandırma Vapurunu gezmemek olmaz. Samsundan ayrılıp Çarşambadaki ünlü Çivisiz Camii’ne uğruyoruz. Çivisiz Camii hakkında anlatılanlar şaşırtıyor hepimizi ve mekan olağanüstü. Samsun maceramız biterken rotamızı Ordu Ünye’ye çeviriyoruz…
ORDU – ÜNYE
Hava çok güzel ve güneşli. Ünye’ye girer girmez büyüleniyoruz. Burada bizi değerli dostlar karşılıyor ve Ünye’nin Çakırtepe denilen mevkiinde mükemmel manzarada hoş bir öğle yemeği ikram ediyorlar. Ordu pide çeşitlerini eşsiz manzara eşliğinde yiyoruz. Sonrasında vedalaşıp dostlarımızla ayrılıyoruz Ünye’den…
ORDU
Ordu merkeze geçiyoruz. Meşhur Boztepe’den Ordu’yu doyasıya seyrediyoruz. Hava biraz soğudu ama manzara içimizi ısıtmaya yetiyor. Ayrıca bizlerin nadir bulduğu bu açık Karadeniz havasını bol bol depolayıp resimler çekerek Ordu’ya veda edip Fatsa’ya doğru yola koyuluyoruz.
ORDU FATSA
Fatsa’da akşam yemeğimizi yiyip sahilde turluyoruz. Bir çay ocağında çaylarımızı içip artık istirahat etmek için Yavuz Selim Yurdu’na geçiyoruz… Erkenden uyanıyoruz ve kahvaltımızı ettikten sonra vedalaşıp Giresun’a çeviriyoruz rotamızı…
GİRESUN
Giresun’da da değerli insanlar karşılıyor bizi. İlk hedef kapalı bir Karadeniz gününde Giresun Kalesi. Kale ikiye ayırmış Giresun’u , ancak çok güzel bir şehir. Kalede çaylarımızı yudumlayıp içimizi ısıtıyoruz. Dost sohbetleriyle de tatlandırmayı ihmal etmiyoruz bu güzel anları. Gezi boyu karşılaştığımız ve tanıştığımız dostlarımız daha bir sıcaklaştırdılar ortamlarımızı. Küçük bir şehir turundan sonra Giresun’un manevi önderlerinden Seyyit Vakkas (hz.) ziyaret edip, öğle yemeğine geçiyoruz. Dostlarımız sağ olsun kuş sütü eksik etmemişlerdi öğle yemeğinde. Cuma namazımızı kılıp, fındık alıyoruz ve gezimizin en buruk anını yaşayarak vedalaşıp dostlarımızla Trabzon’a doğru devam ediyoruz. Yolda tavsiye üzerine Tirebolu’nun meşhur çayını tatma imkanı buluyoruz.
UZUNGÖL
Trabzon’u teğet geçip ’’Uzungölü’’ görmek için can atıyoruz. Ve işte harika manzaralara sahip uzun göldeyiz. Fotoğraf flaşları ard arda patlıyor, görülmeye değer bir yer, bırakmak zor geliyor. Gölü turlayıp bir yandan da simit ve fındık indiriyoruz midelerimize. Huzur hakim Uzungöl’e. Biz de nasipleniyoruz o huzur ikliminden. Malesef ayrılıyoruz Uzungöl’den. Elveda Uzungöl…
TRABZON-ARAKLI-MAÇKA-AKÇABAT-ŞEBİNKARAHİSAR
Akşam saatlerinde Trabzon’un Araklı ilçesindeyiz. Burada da yine bizleri güzel insanlar karşılıyor. Güzel bir akşam yemeği sonrası soba kenarında bölgeler arası fikir alış verişleri ile geçiriyoruz zamanımızı. Artık istirahat vakti… Sabah kahvaltısının ardından ayrılıyoruz Araklı’dan. Günün ilk ışıklarıyla Trabzon’un Maçka ilçesindeki Sümela Manastırını geziyoruz. Hava sisli ve yağmurlu olsa da manzaraya diyecek yok doğrusu… Trabzon merkeze geçip Maraş caddesinde turluyoruz meraklı gözlerle . Fazla zaman kaybetmeden yola koyuluyoruz. Gezilecek çok yer var… Yol üstü Akçabaat köftesini Trabzon ekmeğiyle indiriyoruz mideye. Tadı damağımızda kalıyor gerçekten. Giresun Dereli mevkiinden Eğribel geçidinden geçip Şebinkarahisar’daki Fatih Camiini ziyaret edip Sivas Koyulhisar’ı göz ucuyla süzüp Tokat Reşadiye’ye geçiyoruz. Eğribel geçidinde 2200 metrede 1.5 metre karın ortasında buluyoruz kendimizi. Kar gördük, durmak olmaz; kar topu vakti… Dört mevsimi de yaşıyoruz. Gezi her yönüyle mükemmel… Artık Reşadiye vakti. Çünkü Rumeli gençlik Grubumuzdan Sinan Demir arkadaşımızın saygıdeğer ailesi bizi bekliyor…
REŞADİYE
Reşadiye’de Merkez Camii’nde namazımızı kılıp hazırlıkların olduğu eve, yani Keramettin Demir amcamızın evine doğru ilerliyoruz. Sofralar kurulmuş, çaylar sobanın üstünde sıcacık bizi bekliyor. Ev sahiplerimiz hazır kıta ve her şey çok güzel. Yemekler o kadar güzel ve çok ki çelişkiye düşüyoruz. Ama hepsinden tatmamak da olmaz… Yemek sonrası Reşadiye’nin ünlü termal kaplıcasında yorgunluğumuzu atıp istirahate çekiliyoruz. Sabah erkenden uyanıp ufak bir Reşadiye turu ve kahvaltı sonrası ev sahiplerine ve Reşadiye’ye veda edip Tokat’a geçiyoruz…
TOKAT
Tokat’ta da dostlar karşılıyor bizi. Mevlevihaneyi ziyaret ettik. Buradaki manzaralara hayran kaldık. Ardından meşhur Tokat kebabını tattık. Enfes bir lezzet gerçekten Tokat kebabı. Tokat’tan ayrılmadan önce Ballıca Mağarasına da uğruyoruz. Mağarayı gezerken gördüklerimiz inanılmazdı. Sarkıtlar dikitler… Tokat’a el sallayıp vedalaşıyoruz. Artık Amasya vakti.
AMASYA
İki saatlik yolun ardından işte şehzadeler şehri Amasya’dayız. Daha şehre girer girmez atmosfer büyülüyor. Akşam saatleri olması sebebiyle hedefte ilk olarak Amasya Kalesi var. Amasya Kalesinden Amasya daha bir şirin gözüküyor. Yeşil ırmağın iki tarafına kurulmuş tarihi konaklar ve Kral Kaya mezarlarıya ünlü şehzadeler şehri Amasya. Bayezid Camiinde akşam namazını kılıp serin bir akşam rüzgarıyla Yeşilırmak çevresinde turluyoruz… Hayranlığımızı saklayamıyoruz Amasya’ ya karşı.
Gezi bitiyor, artık Edirne’ye doğru yola koyuluyoruz. Gezimiz boyunca imanın kıymetini bir kez daha tadıyoruz. Bir hafta öncesine kadar hiç tanımadığımız insanlar, gezi boyunca bizlere evlerini açtı, sofralarını açtı, gönüllerini açtı. Günümüzde hangi sistemde menfaat gözetmeden insanlar bunları yapar ki? Gezi değerlendirme toplantısında Anadolu insanındaki paylaşma kültürünün ve vefa duygusunun canlılığına vurgu yapılıyor ve bu değerleri sonraki nesillere aktarmanın üzerimize borç olduğunu herkes dillendiriyor. Sabahın ilk ışıklarıyla Serhad Şehri Edirne’deyiz. Rumeli Gençlik Grubu olarak Edirne’de yapacak çok işimiz var çook. Geziyi tertip edenlere, konaklama yerlerini organize edenlere, bizleri ağırlayanlara sonsuz teşekkürler…