Kadir Bilenin, Kadri Bilinir!

       3 Mart Çarşamba akşamı KİD-YAD (Kırklareli İnsani Değerleri Yaşatma Derneği)’nin düzenlemiş olduğu Ahmet Cevdet Paşayı anma programı vardı. Bizde Edirne’den dost ve kardeş derneğin etkinliğine kalabalık bir grup katıldık. Gerek Kırklareli’li vatandaşların, gerek üniversite camiasının ve gerekse devlet erkânının büyük ilgi gösterdiği anma programı, bir vefa örneği olarak icra edildi.

HaberlerDuyurular

       3 Mart Çarşamba akşamı KİD-YAD (Kırklareli İnsani Değerleri Yaşatma Derneği)’nin düzenlemiş olduğu Ahmet Cevdet Paşayı anma programı vardı. Bizde Edirne’den dost ve kardeş derneğin etkinliğine kalabalık bir grup katıldık. Gerek Kırklareli’li vatandaşların, gerek üniversite camiasının ve gerekse devlet erkânının büyük ilgi gösterdiği anma programı, bir vefa örneği olarak icra edildi.

       3 Mart Çarşamba akşamı KİD-YAD (Kırklareli İnsani Değerleri Yaşatma Derneği)’nin düzenlemiş olduğu Ahmet Cevdet Paşayı anma programı vardı. Bizde Edirne’den dost ve kardeş derneğin etkinliğine kalabalık bir grup katıldık. Gerek Kırklareli’li vatandaşların, gerek üniversite camiasının ve gerekse devlet erkânının büyük ilgi gösterdiği anma programı, bir vefa örneği olarak icra edildi.

       Programda akademisyenler Prof.Dr. Osman Öztürk, Yrd. Doç.Dr. Raşit Gündoğdu ve Yrd. Doç.Dr. Ahmet Çapku birer sunum yaptılar. Şahsen kendi payıma hem bilgilerimi tazeledim hem de çok şeyler öğrendim.

       Osmanlının son dönemlerinde batılılaşma özlemiyle pervasızca gayretler gösterildiği, batının kanunlarını bize uygulama planlarının yapıldığı bir dönemde, Ahmet Cevdet Paşa İslami ve milli değerlerimizde kalma mücadelesi vermiş, bu uğurda çalışmaları Mecelle-i Ahkâm-ı Adliye olarak kendini göstermiş. Mecelle Hukuku hem Osmanlı’da hem de birçok İslam coğrafyada uygulanan bir hukuk sistemi olarak kendini göstermiş. Malezya, Endonezya, Kuveyt, hatta Bulgaristan ve İsrail bile Mecelleyi uygulamışlar. Osman Öztürk Hoca’nın aktardığına göre İsrail ilk kurulduğunda Filistin’de uygulanan Mecelleyi kendine örnek almış. Hoca bunu belgelediğinde, İsrail yalanlayarak bu gerçeği belgeleyen kendi devlet yayınlarını toplatıp ortadan kaldırmış. 

       Tabi bizim her alanda hayırla yâd edilecek çok büyüğümüz var. Büyüklerimizi yad etmek hem onlara vefa borcumuzu ödemek, hem de büyüklerden habersiz yetişen yeni nesillere anlatmak için önemli. Eğitim camiasına ve tabiî ki basınımıza bu hususta çok görevler düşüyor. Tarihimiz bizim hafızamız. Hafızamızı yitirirsek çok şeyimizi de yitireceğimiz kesindir.

       Konuşmacılardan öğrendiğimiz kadarıyla Ahmet Cevdet Paşa çok yönlü müthiş bir adam. Sekiz kere sadrazamlık yapmış, birçok ilde valilik yapmış, vazgeçilmez bir devlet adamı olmuş hep. Görev yaptığı bakanlıklarının teşkilat yapısını hep o oturtmuş. 

       O, otuza yakın eseri olan bir fikir adamı, zamanında İbn-i Haldun’la kıyaslanan bir sosyolog, bir dil bilimci, bir muallim, bir tarihçi, bir hukukçu, kendine ait bir divanı olan şair ve Osmanlı döneminin en meşhur vakainüvisti( Osmanlıda zamanın olaylarını yazan) idi.

       Bütün anlatılan özelliklerinin içinde en öne çıkan yanı diğer medeniyetler karşısında dini ve milli geleneği esas alması. Batı kanunlarının kendi ülkemize adebte edilmek istenmesinin karşısında, büyük bir mücadele ile Mecelle-i Ahkâm-ı Adliyeyi ülkemizde uygulatması. Otuz kadar eserinin yanında, herhalde bıraktığı en önemli miras bu çalışması olsa gerek.

       Son dönemde kadirşinaslık gereği Elli Türk Lirasının üzerine resmedilen Osmanlı ilk Müslüman kadın romancısı Fatma Aliye Hanım, Ahmet Cevdet Paşanın kızı. Fakat acı bir tecellidir ki Ahmet Cevdet Paşa’nın Fransa’da tahsil gören torunu sonraki yıllarda rahibeliği tercih etmiş. Ömrü boyunca mücadele ettiği batı rüzgârı, Ahmet Cevdet Paşanın neslinden bir parça, bir can koparıp götürmüş.

       KİD-YAD’ı bu vefa ve kadirşinaslık örneği güzel etkinliğinden dolayı tebrik ederim. Rahmetli Hocamız Esad Coşan Efendi, sık sık şu sözü tekrar ederdi: “Kadir kıymet bilen milletlerden kadri bilinen insanlar çıkar.” Kadir kıymet bilen KİD-YAD’ın da kadr-ü kıymetinin her daim bilinmesini temenni ediyorum.

Yazarın diğer yazıları:

AH NİCE BİR UYURSUN
EY SEVGİLİ !
BEN BİR TEHDİT MİYİM?
HOCAM SEN GİTTİN ALEM GİTTİ !

 

Sebahattin BİLGİÇ
sebahattinbilgic@gmail.com

Edirne Mimar Sinan Vakfı

Takip Edin...

Haber & Duyuru

Sohbetler

Soru & Cevap

Sohbet Takvimi