Ayların en güzeli, on bir ayın sultanı Ramazan ayının ortasını geçtik. Müminler Ramazan ayı gelmeden özenle Ramazan’a hazırlandı. Ramazan ayı ile beraber hanelerde sevinç, gönüllerde huzur, camilerde neşe, sofralarda bereket oluştu. Müminlerde sahura kalkmanın ve teheccüdde secdeye kapanmanın hazzı var. İftar sofrasında lokmalarını dostlarıyla paylaşmanın mutluluğu ve kabul olunan dua için ellerini semaya kaldırıp tüm müminler için sıhhat ve selamet niyazı var. Mukabele için rahlesine çökmüş nurlu yüzler ise bu mübarek günlerde Peygamber Efendimizin sünnetine uyarak Allah’ın kelamını okuyorlar.
Ramazanda sahur başka bir tat, iftar başka bir lezzet, orucun verdiği hararet ise bambaşka bir hazdır. Hele sahura kalkmak isteyen küçük çocukların nazlanması ise sahur sofralarının hep neşe kaynağıdır.
Ramazan ibadet ayıdır, rahmet ayıdır, yardımlaşma ayıdır, bütün müminlerin hep beraber aynı ibadetleri yaptıkları birlik ve beraberlik ayıdır; nefislerin terbiye edildiği, vücutların dinlendiği, hesapsız sevapların biriktirildiği, bir yıllık günahların bağışlandığı… Müthiş fırsatlar ayıdır.
Hele Kadir gecesini idrak edebilmek bir ömürlük sevap ve bağışlanma fırsatıdır. Müminler bu geceyi aşk ve şevkle beklerler. Bu gecede semaya kalkan eller, secdeye eğilen başlar, gözlerden dökülen yaşlar, ürperen kalpler, dolup taşan mabetler hep bu gecenin hürmetinedir.
“Oruç bir kalkandır” buyrulmuş hadisi şerifte. Oruç kalkanının altına sığınanlar, sığınak olarak Rablerini tercih edenlerdir. Rablerini tercih edenler ise eman altındadır. Onlar Allah’ın “oruç size farz kılındı” emrine “emret Ya Rabbi” deyip boyun eğmişlerdir. İnşallah mükâfatta oruçlulara mahsus olan Cennetin Reyyan kapısından geçmek olacaktır.
Seneler önce “Terğib ve Terhib” isimli hadis-i şerif kitabından bütün bir ramazan boyunca oruçla ilgili hadis-i şerifleri okuyarak Ramazan sohbeti yapmıştım. Hem kendim çok şeyler öğrendim hem de dinleyicilerimin memnuniyetini gördüm. Elinde bahsettiğim hadis-i şerif kitabı olanlara oruçla ilgili hadis-i şerifleri okumalarını tavsiye ederim. Orucun mükâfatını kavrama hususunda beni en çok etkileyen hadis-i şeriflerden birisi şudur. “Bir kimse Allah için bir gün nafile oruç tutsa, arz dolusu altın verse de hesap sırasında yine o orucun sevabına erişemez”. (Hz. Ebu Hüreyre) Fesuphanallah. Nafile orucun sevabı böyle ifade edilmişse ya Ramazan orucunun sevabı nasıl ifade edilebilir. Onun için Allah’u Teala Hazretleri “oruç benim içindir, mükâfatını ben vereceğim” buyuruyor.
Allah tüm müminlerin Ramazan’ını, ibadet ve tatlarını kabul buyursun ve Ramazan’ın sonunda mükâfatını tam olarak alanlardan eylesin. Âmin.
Yazarın diğer yazıları:
MUHAMMED’İN GÜLLERİ!
AZIK MEVSİMİ!
HEDEF GÜNLERİ!
DİVAN-I MEVLÂNA HÂLİDİ BAĞDADÎ!
Sebahattin BİLGİÇ
sebahattinbilgic@gmail.com