Ruhları Şad Olsun

       İslâm selâmettir, kurtuluştur, barıştır. Müslüman’ın hedefi dünyada huzur ve mutluluğu temin etmektir. Müslüman savaştan değil barıştan yanadır. Ancak çözüm barışla değil savaşla olacaksa, kaçmaz savaştan. Üstüne üstüne yürür düşmanın. Korkmaz ölümden.

       Müslüman için ölüm, gözleri fani dünyada kapamak, baki alemde bir daha kapanmamak üzere açmaktır. Hele ölüm Allah yolunda olursa. Onun adı şehadettir. Şehadet görünüşte ölümdür. Gerçekte diriliktir.

HaberlerDuyurular

       İslâm selâmettir, kurtuluştur, barıştır. Müslüman’ın hedefi dünyada huzur ve mutluluğu temin etmektir. Müslüman savaştan değil barıştan yanadır. Ancak çözüm barışla değil savaşla olacaksa, kaçmaz savaştan. Üstüne üstüne yürür düşmanın. Korkmaz ölümden.

       Müslüman için ölüm, gözleri fani dünyada kapamak, baki alemde bir daha kapanmamak üzere açmaktır. Hele ölüm Allah yolunda olursa. Onun adı şehadettir. Şehadet görünüşte ölümdür. Gerçekte diriliktir.

       İslâm selâmettir, kurtuluştur, barıştır. Müslüman’ın hedefi dünyada huzur ve mutluluğu temin etmektir. Müslüman savaştan değil barıştan yanadır. Ancak çözüm barışla değil savaşla olacaksa, kaçmaz savaştan. Üstüne üstüne yürür düşmanın. Korkmaz ölümden.

       Müslüman için ölüm, gözleri fani dünyada kapamak, baki alemde bir daha kapanmamak üzere açmaktır. Hele ölüm Allah yolunda olursa. Onun adı şehadettir. Şehadet görünüşte ölümdür. Gerçekte diriliktir.

       Şehadet cennet bahçelerinde kanatlanıp uçma, melekler tarafından karşılanma, Hz. Hamzayla, Sa’d b. Rebi ile Mus’ab b. Umeyrle, Cafer b. Ebi Taliple, Hz. Zekeriyya ile, Hz. Yahya ile buluşmadır. Efendimiz (A.S.) ile kucaklaşmadır.

       Şehadet cömertliktir. Cömertliğin en yücesidir. Başkalarının yaşaması için canı bağışlamadır. İslâm, toprak kazanmak için bir ülkenin yer altı kaynaklarını ele geçirmek için, ün kazanmak için savaşmayı yasaklar. Savaşa ancak İslâm yurduna saldırı olursa, bir yerde zulüm varsa zulmü önlemek için izin verir.

       İslâm tarihinin dönüm noktası olan savaşları vardır. Bedir savaşı tarihimiz  açısından önemlidir. Çünkü ilk savaş ve ilk zaferdir. Mekke’nin fethi önemlidir, çünkü Müslümanlar şehirlerin anasını kazandılar. Yermük önemlidir, çünkü Bizanslılar Anadolu’ya çekilme zorunda kaldılar. Kadisiye, Mısır’ın fethi, Malazgirt, Kosova, Niğbolu, İstanbul’un fethi, Mohaç vs. tümü tarihimiz açısından dönüm noktasıdır.

       Ve Çanakkale destanı. Bütün safhalarıyla, savaşanlarıyla tam bir destan. Aziz milletimizin en zor şartlarda vatanına, dinine, namusuna saldırı olunca nasıl aslan kesildiğinin destanı.

       Bu savaşın erleri, Bedir kahramanlarının iman ve karakterlerini taşıyan erlerdir. Sanki Bedir aslanları cennetten çıkmışlar, cesetlenmişler, Çanakkale sırtlarına inmişler. Bedir şehitlerinden biri Umeyr’dir. 16 yaşındadır. Çocukların savaşa katılmasına izin verilmemesine rağmen özel izinle savaşa gönüllü katılmış ve şehit olmuştur. Bedir’de iş tehlikeye girince Sa’d b. Muaz, Miktad ve diğer Müslümanlar, değil 950 kişilik ordunun üzerine yürümeyi, Kızıldeniz’e, ıssız çöllere yürünse geri dönmeyeceklerine yemin ettiler.

       Ve zafer geldi. Balkanların, Anadolu’nun kınalı kuzuları da Çanakkale’de öyle yaptılar. Giderlerken geri dönmeyi düşünmediler. Gençliklerini, hayatlarını bağışladılar. Şüphesiz yolundan yürüdükleri Peygamberleri onları cennet kapısında kucakladı. Yerde belki kabirleri belli değil amma cennetin en güzel bahçeleri onların durağı oldu.

       Onlar hem milletimizin, hem bütün İslâm dünyasının yüz aklarıdır. Çanakkale ve Kurtuluş mücadelesi esnasında İslâm amelinde milletimizi destekleyen mitingler oldu. Bu mitinglerden biri de Lahorda gerçekleşti. Yüz binlerce Pakistanlı katıldı bu mitinge, konuşmalar oldu. Konuşmacılardan bir de Muhammed İkbal’di.

       Muhammed İkbal şu anlamda duygularını dile getirdi. Geçen akşamlar dalmıştım. Melekler beni arşı alaya götürdüler. Resulullahın huzuruna. Alemlerin rahmeti beni gel ey şarkın bülbülü, bu gece bana ne hediye getirdin diyerek karşıladı. Boyun büktüm, ey Allah’ın Resûlü Sana bir demet gül bir demet çiçek getiremedim. Çünkü İslâm aleminde artık gül, çiçek, lale yetişmiyor. Ancak Sana Ya Resûlallah bir şişe getirdim. Bu şişenin içinde cennette bile bulunmayan değerli bir şey var. Bu şişenin içinde ümmetinin şerefi, izzeti ve namusu var. Bu şişenin içinde Trablusgarp’ta, Balkanlar’da, Çanakkale’de şehid düşen Mehmetlerin kanları var.

       Aldı Allah’ın Resûlü, şişeyi öptü ve kokladı. Cennet-i firdevste, Resûlullahın yanında bizi seyreden bahtiyar yiğitler, sizleri seviyor, sizleri hürmetle selamlıyoruz. Aziz Ruhlarınız Şad olsun.

       “Şüphesiz ki Allah, müminlerden canlarını ve mallarını, onlara (verilecek) cennet karşılığında satın almıştır; çünkü onlar Allah yolunda savaşırlar, öldürür ve ölürler. (Bu) Tevrat, İncil ve Kuran’da (Allah’ın) kendisi üzerine hak (borç olarak yazdığı) bir vaaddir. Sözünü Allah’dan daha çok yerine getiren kimdir? O halde (ey müminler) Onunla yaptığınız alış verişe sevinin. Bu da en büyük başarı ve saadettir.” (Tevbe: 111.)       

Yazarın diğer yazıları: 

Kutlu Misafir Hoşgeldin.
Övülmüş Komutanı ve Fethi Yad Ederken.
Başyazı.

 

Hasan GÜMÜŞ

 

Edirne Mimar Sinan Vakfı

Takip Edin...

Haber & Duyuru

Sohbetler

Soru & Cevap

Sohbet Takvimi