Mürşid Kimdir?

Soru 1: Kendi mürşidimiz dışında başka din alimlerinin sohbetine katılabilir miyiz?
Cevap:
Kendi vazife ve ehemmiyetimizi muhafaza edip ihmal etmemek kaydıyla tüm Müslümanlarla ilgi ve irtibat faydalıdır, sevaplıdır.

Soru 2: Mürşid kimdir? Mürşid edinmek şart mıdır? İnsanın mürşid edinmesi şirktir deniyor. Ne dersiniz?

HaberlerDuyurular

Soru 1: Kendi mürşidimiz dışında başka din alimlerinin sohbetine katılabilir miyiz?
Cevap:
Kendi vazife ve ehemmiyetimizi muhafaza edip ihmal etmemek kaydıyla tüm Müslümanlarla ilgi ve irtibat faydalıdır, sevaplıdır.

Soru 2: Mürşid kimdir? Mürşid edinmek şart mıdır? İnsanın mürşid edinmesi şirktir deniyor. Ne dersiniz?

Soru 1: Kendi mürşidimiz dışında başka din alimlerinin sohbetine katılabilir miyiz?
Cevap:
Kendi vazife ve ehemmiyetimizi muhafaza edip ihmal etmemek kaydıyla tüm Müslümanlarla ilgi ve irtibat faydalıdır, sevaplıdır.

Soru 2: Mürşid kimdir? Mürşid edinmek şart mıdır? İnsanın mürşid edinmesi şirktir deniyor. Ne dersiniz?

Cevap:
Şüphesiz ki kaynağımız Kur’an-ı Kerim ve Peygamberimiz (SAV)in hayatıdır . Ancak Mürşide gerek yok demek doğru değildir, veballidir, yanlıştır. Çünkü Allah-u Teâlâ Hazretleri Kur’an-ı Kerim’de buyuruyor ki:
(Ve in min ümmetin illâ halâ fîhâ nezîr) ”Hiç bir ümmet, topluluk yoktur ki, Allah oraya bir haberci, bir nezîr, tehlikelerden haber veren bir vazifeli şahıs göndermiş olmasın!”
Vazifeli şahıs demek, mürşid demek… Mürşidsiz olsaydı, o zaman Allah böyle demezdi. ”Bazı yerler olmayabilir.” derdi. Demek ki ihtiyaç var ki bir mürşide, bir yol göstericiye, bir vazifeli kimseye; onun için gönderiyor. O halde mürşidsiz olmaz!..
Mürşidler Peygamber Efendimiz’in varisleridir. Peygamber Efendimiz’in sahabesiyle durumu nasılsa, sahabenin Peygamber Efendimiz’e karşı durumu nasılsa, mürşidlerle müridler arasındaki durum da aynıdır. Peygamber Efendimiz sahabesinin Allah’la arasına girmiş denilebilir mi?.. Öyle şey olur mu?.. Allah’a götürüyor. Allah’a götüren yolda rehber ve klavuz oluyor. Onun için, araya girmek diye bir yorum yanlıştır.
Bir mürşide bağlanmak şirktir demek de çok büyük bir hatadır. Şirk, Allah’ın varlığını yanında bir başka varlık tasavvur etmektir. Bir insanın hocasını sevmesi Kur’an’ın emridir, dinimizin gereğidir. Hadis-i şeriflerin gereğidir. Hocasına bağlanması da ondandır. Bütün mesele, ciddî bir hocaya, gerçek bir mürşide bağlanmaktır. Ona bağlandığı zaman zâten, onun mâni olmadığını, bil’akis rehber ve klavuz olup, elinden tutup hayra ve hakka götürdüğünü görecektir.
Mürşidsiz, üstadsız, hocasız tıp da olmaz, mühendislik de olmaz!.. Marangozluk da olmaz, terzilik de olmaz, berberlik de olmaz!.. Allah insaf versin… Bu dünyevî basit meslekler hocasız olmuyor da, ahiretin yolunu gösteren, binbir türlü tehlikesi olan, binbir türlü aldatmacası olan bir yolun mürşidi olması lâzım değil mi?.. Tehlikesi var… Yalanı var, yanlışı var, sahtesi var, istismarcısı var, sömürücüsü var… Mürşidsiz olur mu?..
Hocasız, mürşidsiz hiç bir iş olmaz, hiç bir meslek olmaz! Tasavvuf da mürşid-i kâmilsiz olmaz!… Mürşid-i kâmiller ayrıca mânevî bakımdan vazifeli insanlardır. Olur demekle, olmaz demekle onların keyfine de kalmış bir şey değildir.
Mürşide gerek yok demek veballi bir iştir. Bir insanı saptırırlarsa ne olacak?.. Hastalanırsa ne olacak, problemini nasıl çözecekler? Tam insanların doğru yola gelmesini sağlayacak mekanizmaya hücum ediyorlar. Kötü niyet var o zaman…
Sonra Hadis-i şerifte var: Şehidler cennete girecekler. Amma, alimler cennetin kapısındayken, Allah onlara diyecek ki: ”Durun, bekleyin! İstediklerinize şefaat edin, içeri girsinler!”

 

Edirne Mimar Sinan Vakfı

Takip Edin...

Haber & Duyuru

Sohbetler

Soru & Cevap

Sohbet Takvimi