İsmail Kara: “İslam, Türkiye için Varlık Yokluk Meselesidir”

İsmail Kara: “İslam, Türkiye için Varlık Yokluk Meselesidir”

Çağdaş İslam düşüncesi ve İslamcılık gibi konularda Türk düşünce hayatında önemli bir yere sahip olan  Prof. Dr. İsmail Kara, Rumeli Gençlik Grubu ve Edirne Mimar Sinan Vakfı Öğretmenler Platformu’nun birlikte düzenledikleri Cumhuriyet Türkiyesi’nde Bir Mesele Olarak İslam konulu konferansa katıldı. 15 Mayıs 2010 Cumartesi günü Balkan Kültür Merkezi (BKM) Konferans Salonunda gerçekleştirilen program büyük bir ilgiyle izlendi.

 

Ahlaksizlik Fazilet Mi Oldu ?

Ahlaksizlik Fazilet Mi Oldu ?

Nu’man İbn-i Beşir (r.a) anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: “Şurası muhakkak ki, haramlar apaçık bellidir, helaller de apaçık bellidir. Bu ikisi arasında (haram veya helal olduğu) şüpheli olanlar vardır. İnsanlardan çoğu bunları bilmezler. Her kim bu şüpheli şeylerden kaçınırsa, dinini de, şerefini de korumuş olur. Kim de şüpheli şeylere yönelirse harama düşmüş olur, tıpkı koruluğun etrafında sürüsünü otlatan çoban gibi ki, her an koruluğa düşebilecek durumdadır. Haberiniz olsun, her melikin bir koruluğu vardır, Allah’ın koruluğu da haramlarıdır. Haberiniz olsun, cesette bir et parçası var ki, eğer o sağlıklı olursa, cesedin tamamı sağlıklı olur, eğer o bozulursa, cesedin tamamı bozulur. Haberiniz olsun bu et parçası kalptir.(Buhari, İman 39, Büyû’ 2; Müslim, Müsâkat 107, (1599); Ebu Davud, Büyû’ 3, (3329, 3330); Tirmizi, Büyü 1, (1205); Nesai, Büyü 2, (7, 241)).

Ahlaksizlik Fazilet Mi Oldu ?

Nice Insanlar Gördüm

Mevlana Hazretlerinin çok manidar bir sözü vardır. “Ne elbiseler gördüm içinde insan yok, nice insanlar gördüm üzerinde elbise yok” İnsan olmak, insanlarla olmak, içi ile dışı ile insan kisvesinde bulunmak bir insan için en önemli meziyet olsa gerek.
Kendilerine derdi dert edinmiş, muhabbeti taç edinmiş, ilmi rehber edinmiş, dilleri tatlı, gözlerinin içi gülen samimi insanlarla beraber oldunuz mu hiç?
Geçen hafta sonunu böyle bir grupla geçirdim. Ayrı ayrı şehirlerden gelmiş meslekleri, simaları, zevkleri farklı ama yüreklerinde aynı sevdayı, gönüllerinde aynı sızıyı taşıyan yüzlerce kardeşimle beraber oldum. Ülkenin her bir bölgesinden, hatta Avrupa’dan gelen bu serdengeçti insanlar ayrı havayı teneffüs etseler de aynı gülistanda derlenmiş gibiydiler.