Yeryüzünde Dolaşin

Yeryüzünde Dolaşin

 

Bahar ayları yaklaştığında memleketimin çekiciliği içimi kıpırdatmaya başlar. Her bölgenin kendine has manzarasını görme isteği ve insanımızın candan sıcaklığına karşı bir özlem içimi yakar. Seyahat etme arzusuyla yanar tutuşurum. Bu mevsimde bir imkan, bir fırsat bulabilirsem, fırsatları ganimet bilip yollara koyulurum.

Yeryüzünde Dolaşin

Her Yerde Aşiklarin Var !

Dokuzuncu sınıf öğrencilerinin Temel Dini Bilgiler Dersine giriyorum. Çocuklar cıvıl cıvıl, şen şakrak, yerlerinde duramıyorlar. Derse başlayınca kendilerine bir teklifte bulundum. Dedim ki “ Çocuklar biliyorsunuz  Kutlu Doğum Haftası içindeyiz ve yarın 20 Nisan.  Resulullah Efendimizin miladi takvime göre dünyayı şereflendirdiği gün. İster misiniz biz de yarınki dersimizde Efendimizin doğumunu kutlayalım?…

Son Kale Geçilmesin !

Nikah kıydığımda adet edindiğim bir şey vardır. Gelin ve damadı karşıma alır kendilerine nikahın çok ciddi bir şey olduğunu ve aile kurmanın önemi anlatmaya çalışırım.

Malum günümüzde insanlar nikahın ciddiyetinden, ailenin öneminden oldukça uzaklar. Gençler evlenmekten uzak dururken, evlenenler de boşanıveriyorlar. Ne acıdır ki uzun yıllar evli kalmış ailelerde de boşanmalar çoğalmaya başladı. Kime sorsanız mutsuz. Mutluluğun, huzurun en büyük kaynağı olan aile hayatından uzak olmakla huzur nasıl yakalanabilir?

Medeniyetimizde Yolculuk

“Edrine şehri mi bu ya gülşen-i me’va mıdır
Anda kasr-ı padişahi cennet-i a’lâ mıdır”  Nef’i

Edirne ziyaretçisi bol olan bir şehir.Metre kareye düşen tarihi eser açısından dünyada ikinci sırayı alan bu güzel şehre, son yıllarda ilgi gittikçe artıyor. Neredeyse senenin her mevsiminde çarşılar ve tarihi yerler, yerli ve yabancı ziyaretçilerle dolup taşıyor. Yakın ve uzak şehirlerden gelip, medeniyetimizin en güzel örneklerini barındıran şehrimizi ziyaret edenlerin, çok memnun ama biraz da buruk ayrıldıklarına şahit oluyoruz. Böyle tarihi bir şehrin bu kadar bakımsız olması ve Edirne insanının tarihine duyarsız kalması, dışarıdan gelen misafirlerimizi üzüyor doğrusu.

Derviş (Eşikte)

    Bir vezir-i azam baba olduğunda, küçük kızını sultana getirir. Sultan bebeği kucağına alır. Bebek aniden sultanın kucağını ıslatır. Sultan çocuğu hoş görür ve babasına geri verirken “Bak kızın ne yaptı, şimdi kıyafetimi değiştirmek zorundayım” der.
     İnsanoğlu da Allah Teala’nın kucağında çocuklar gibidir. Devamlı hatalar yapar ama Allah Teala onu tekrar tekrar affetmeye devam eder. Fakat kul iyi niyet sahibi olmalı, olgunlaştıkça hatalarından uzaklaşmalı, yararlı işler yapmalıdır. 
 

Yikmak Kolay Başarmak Zor

          Ressam olmaya niyetlenen bir çocuk, yörenin en usta ressamlarından birinin yanında uzun yıllar çıraklık yapar ustalık belgesini almak üzeredir. Ustası çocuğa kendini deneme vaktinin geldiğini ve bir manzara resmi yapmasını, altına “bu resmin beğenmediğiniz yerlerini çizin” diye not düşmesini ve yaptığı eseri şehrin en işlek caddesine asmasını söyler.

          Genç ressam kendisine söyleneni yapar ve yaptığı eseri şehrin en işlek caddesine asar. Akşamüstü yaptığı resmi kontrole gittiğinde resmin karalanmadık, çizilmedik yerinin kalmadığını görür ve ustasının yanına gelir.