Ey Sevgili!

       25 Şubat 2010 Perşembeyi cumaya bağlayan gece mevlit kandili. Resulullah Efendimizin dünyaya teşriflerinin 1439. seneyi devriyesi.  Mehmet Akif şöyle satırlara dökmüş bu müjdeli geceyi:
       “On dört asır evvel, yine böyle bir geceydi,
       Kumdan, ayın on dördü, bir öksüz çıkıverdi!”

El-Muallim (S.A.V.) Mevlid Programı.

İnsan ve Çevre Derneği BİNDER, 2010 yılının ilk salon programını yine Mevlid Kandili günü olan 25 Şubat 2010 Perşembe günü tertipliyor.

Programın icra edileceği tarihin, İslami takvim olan Hicri Takvime göre Mevlid Kandiline rastladığını söyleyen Köksal, bunun özellikle seçildiğini belirtti.

“Ben Bir Tehdit Miyim ?”

          İmam Hatip Lisesi son sınıfına giden bir oğlum var. Önceki akşam iş çıkışı eve gittiğimde dalgın ve üzgün olduğunu gördüm.  Şüphesiz beni üzen Danıştay kararı oğlumu fazlasıyla üzmüştü.

          Meslek lisesi öğrencileri YÖK’ün katsayı farkını indirmesinden sonra büyük bir aşkla üniversiteye hazırlanmaya başladılar. Dershanelere kayıt yaptırdılar, bazıları alan değiştirdi. Hem meslek liselerine kayıtlarda artış oldu hem de çocukların üniversiteye girebilme inançları arttı.

Hocam Sen Gittin Alem Gitti!

          Arkadaşlar arayıp bu haftaki sohbet sırasının bu acizde olduğunu hatırlattılar. Ben de hemen sahifemi ve sohbet gününü kontrol edeyim dedim. Bakara suresi 220–224.ayet-i kerimeler, gün; 4 Şubat. Muhterem Hocam Mahmut Esad Coşan Hocaefendi’nin vefat yıl dönümü. İçimi bir hüzün ve hasret kapladı. Kıymetini bilemediğimiz, mesajını kavrayamadığımız hocamız aramızdan dokuz yıl önce bugün ayrılmıştı. Nurullah Genç’in şiirini hatırladım:
          Hüzün gözlerinden ruhuma düşer,
          İçim acılarla yoğrulur pişer,
          Ey hicran yıldızı Ahsen-i beşer,
          Dualarda seni hissediyorum…

Kitap Yüklü Merkep Olmak!

          Artık her türlü habere ulaşmak mümkün. Gerek internette, gerekse televizyon kanallarında olan bitenleri öğrenmek parmaklarımızın ucunda.  Son yarım asırdır herhalde insanlar parmaklarını bu kadar kullanmamıştır. Hele cep telefonu kullanıldığından bu yana başparmaklar müthiş bir fonksiyona kavuştu.

          Habere ulaşmak bu kadar kolay ama haberleri seyrederken çoğu zaman insanın içini kasavet kaplıyor, seyrettikçe insan kahroluyor. Düşünüyorum da küçük çocuğu olanların haberleri çocuklarıyla seyretmesi oldukça sakıncalı. Zira reyting kaygısıyla canavara dönüşen televizyon kanalları insanımızın sağduyusunu yok etme savaşı veriyor.