Öğretmenler Platformu Şubat Ayı Etkinliği

Doğuya Yolculuk ve İran İzlenimleri

Öğretmenler Platformu tarafından  düzenlenen ‘Doğuya Yolculuk ve İran İzlenimleri’ Konferansı Yrd.Doç.Dr. Rıdvan CANIM beyin sunumu ile 13/02/2009 Cuma günü Saat: 20:00’de Mimar Sinan Vakfı Balkan Kültür Merkezi Mimar Murat YILMAZ  Konferans Salonunda gerçekleştirildi.

Öğretmenler Platformunun bu ayki faaliyeti olarak düşünülen; ‘Doğuya Yolculuk ve İran İzlenimleri’ Konferansı Serhat OCAK’ın selamlama konuşmasına müteakip, Yrd.Doç.Dr. Rıdvan CANIM’ın sunumuyla devam edildi.

Muhsin Yazicioğlu Vakfimizi Ziyaret Etti

          Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, 10 Şubat 2009 salı günü vakfımızı ziyaret etti. 29 Mart 2009 da yapılacak yerel seçimler öncesi partisinin Edirne İl Teşkilatı tarafından düzenlenen aday tanıtım toplantısı için Edirne’ye gelen Yazıcıoğlu, programdan sonra beraberinde genel başkan yardımcısı Osman Tüfekçi, Büyük Birlik Partisi Edirne İl Başkanı Arif Ayhan Köroğlu  ve bazı Merkez Karar Yürütme Kurulu üyeleriyle birlikte Vakfımıza geldi.

          Edirne Mimar Sinan Vakfı Balkan Kültür Merkezi toplantı salonunda gerçekleşen görüşmede Yazıcıoğlu ve beraberindekiler, vakfımız kurucu başkanı Hasan Gümüş, vakıf başkanı Fatih Erel ve mütevelli heyet üyeleriyle görüş alışverişinde bulundu.

Hoca Efendim -5

4 Şubat 2001 sabahı hafta sonu yatılı kurs düzenlediğimiz çocukların başında kalırken saat 04.00 sularında Bayram Abi gelerek beni uyandırdı. Ağlamaklıydı. Hayırdır dediğimde  ‘Hocamız Avustralya’da trafik kazasında vefat etmiş’!!! Bir an donup kaldığımı hatırlıyorum. ‘İnna lillahi ve inna ileyhi raciun’.

Gönüllere ateş düştü, haneleri hüzün kapladı, gözlerden yaşlar aktı, artık gemiler sığınacak limandan yoksun kalacak. Hocam diyerek çare arayanlar yasta! Ağızların tadını kaçıran ölüm bu sefer bütün alemleri öksüz bıraktı. Ta Avustralya’da meydana gelen elim kaza! her yerde meydana geldi. Ateş sadece düştüğü yeri yakmadı…

Hoca Efendim -4

          Sabah namazını kılmak üzere günlerce uğraşıp mescid haline getirdiğimiz mahallede ki lokale gittim. O sıralar uzun süredir bir fabrikada çalışıyordum. Hoca Efendi İsveç’e yeni gelmişlerdi. Mescidi açtım ve Hoca Efendinin gelmesini beklemeye başladım. Hoca Efendi geldiler, sünnetler kılındı, sıra farza gelince ben içimden Hoca Efendi şimdi bana dönecek müezzinlik yap diyecek. Aynen öyle oldu döndüler ve ‘kamet getir’ dediler. Ertesi sabah ben yine içimden bu sabah Hoca Efendi namazı bana kıldırtır dedim. Döndüler ve bana namazı kıldır dediler. Ondan sonraki sabahlarda da hep ben kıldırdım. Namazın akabinde yapılan sohbetlerde ben bir kaç gün Hoca Efendiyle hep gönlümden konuştum. Arkadaşlara bu durumu söyleyince maalesef bu durum kesiliverdi.

Hoca Efendim-3

          Çanakkale’de vakıf ve dernek işlerini deruhte ederken 28 Şubat sürecinde tabi ki şartlarda bozulmalar oldu. Acaba ne yapabilirim çareleri ararken tekrar öğretmenliğe dönmek veya İsveç’ten yapılan daveti istişare etmek üzere Rahmetli Hoca Efendiyi aradım. Kendileri o sıralar Avustralya’daydı. Telefonda durumumu arz etim. İsveç’e gitmemi emir buyurmaları üzerine ; ‘Efendim müsaade ederseniz Türkiye’de kalayım oraya gitmek istemiyorum’ dedim. Kızdılar ‘sen oraya gideceksin ’dediler. Bunun üzerine gemileri yaktık tası tarağı toplayıp çoluk çocuk her tarafın karlarla kaplı olduğu bir günde Stockholm’e vardık ve evimize yerleştik. Tabi çekenler bilir gurbet hele çoluk çocuk da olunca hiç kolay değildir. Çocukların oraya varmayla nasıl çaresizleştiğini, okulda nasıl donuk donuk bakıştıklarını hatırladıkça içim sızlar.