M. Zâhid Kotku (R.A.)’I Yad Ederken

        ALİMİN ÖLÜMÜ

        Bir 13 Kasım günü öğrenci evi olarak kiraladığımız evimden çıkıp, okuluma doğru giderken gazete bayiinde unutamadığım başlık gözüme çarptı. Dikildim ve Tercüman Gazetesindeki o punto manşeti okudum.
‘’Alimin ölümü alemin ölümü gibidir.’’

        Ayvacık İmam Hatip Lisesi lise birinci sınıf öğrencisiydim. 12 Eylül ihtilali yeni olmuş, sokakları tutan askerlerin imam hatipli olduğumuzdan dolayı önlerinden geçerken sataşmalarına uğradığımız, tedirgin ama gururla okulumuza gidip geldiğimiz günlerin gölgesi henüz üzerimizde.

Yeniden Inanmak

 

       Yıllar önce Rasim Özdenören’in bir kitabını okumuştum. Kitabın ismini kendime bugün başlık olarak seçtim.”Yeniden İnanmak”. Rahmetli Cahit Zarifoğlu O’nu “yedi güzel insan”dan biri olarak göstermişti.  Rasim Bey gerçek bir güzel insan. Güzel insan olarak şekillendiği bahçede, kırk kusur yıldır güzellik tohumları saçmaya devam ediyor.  
 

Kefen Örtmeyecek Mi?

       İlk evlendiğim günlerde eşimle çarşı içinde bir gezintiye çıkmıştık. Yaya geçidinden yolun karşısına geçerken, yolun ortasında atmış-yetmiş yaşlarında bir kadınla karşılaştık. Elinde bastonu yavaş yavaş ilerliyordu. Eşimle beni görünce birden bakışları sertleşti ve Allah belanızı versin dedi. Teyzem benim sakallı, hanımın örtülü olmasını hazmedememiş olmalı ki bize bela okudu. Hanım bana, ben hanıma baktım, karşılıklı “Allah ıslah etsin“ dedik yürüdük.

Kadir Bilenin, Kadri Bilinir!

       3 Mart Çarşamba akşamı KİD-YAD (Kırklareli İnsani Değerleri Yaşatma Derneği)’nin düzenlemiş olduğu Ahmet Cevdet Paşayı anma programı vardı. Bizde Edirne’den dost ve kardeş derneğin etkinliğine kalabalık bir grup katıldık. Gerek Kırklareli’li vatandaşların, gerek üniversite camiasının ve gerekse devlet erkânının büyük ilgi gösterdiği anma programı, bir vefa örneği olarak icra edildi.

Ey Sevgili!

       25 Şubat 2010 Perşembeyi cumaya bağlayan gece mevlit kandili. Resulullah Efendimizin dünyaya teşriflerinin 1439. seneyi devriyesi.  Mehmet Akif şöyle satırlara dökmüş bu müjdeli geceyi:
       “On dört asır evvel, yine böyle bir geceydi,
       Kumdan, ayın on dördü, bir öksüz çıkıverdi!”