Mar 14, 2008 | Tasavvuf - Takva
Soru 1: Kendi mürşidimiz dışında başka din alimlerinin sohbetine katılabilir miyiz?
Cevap:
Kendi vazife ve ehemmiyetimizi muhafaza edip ihmal etmemek kaydıyla tüm Müslümanlarla ilgi ve irtibat faydalıdır, sevaplıdır.
Soru 2: Mürşid kimdir? Mürşid edinmek şart mıdır? İnsanın mürşid edinmesi şirktir deniyor. Ne dersiniz?
Mar 14, 2008 | Akaid
Soru: Vehhabilik nedir?
Cevap:
Vahhabilik, XVII. yüzyılın sonunda Yemen ve Arabistan taraflarında ortaya çıkmış siyâsî ve itikâdî bir harekettir. Bu günkü Suud yöneticileri de genellikle bu akımın temsilcileridir. Zârihî ve Hâricî bir bakış açıları vardır. Kur’an-ı Kerim ayetlerini mecâzî manalarına yaklaşmaksızın olduğu gibi anlama meyli vardır. İnançlarında taassup gösterirler. Kendi görüşlerinde olmayanları tekfir ederler. Muhaliflerine karşı sert davranırlar. Haramı haram helali de helal kılan sadece Allah’tır. Hz. Peygamber’den sonra hiç kimsenin sözü din hususunda delil olamaz. Akaid konusunda kelam bilginlerinin sözlerine, helal ve haram konusunda fukahanın sözlerine itibar edilemez. Kur’an ve sünnete veya kaynaklara dönüş diye nitelendirilen bu metotta Kur’an ve sünnet üzerine yapılmış olan akla ve ilme dayalı yorumları reddetme vardır. Onlar nazarında ayet ve hadisleri tefsir ve tevil keyfîlik ifade eder. Dinin emirlerini uygulama imandandır. Bu nedenle, tembellik sonucu farz namazları kılmayan veya zekatını vermeyen kişi mümin olmaktan çıkar ve kafir olur. Bu inanç Vehhabileri kendilerinden olmayanlara karşı sert davranmaya itmiştir.
Mar 14, 2008 | Akaid
Soru: Alevilik ve Şiilik hakkinda fazla bir bilgim yok..beni aydinlatirsaniz sevinirim.
Cevap:
Önce Şiîlikle Alevîlik’in, bugün sosyolojik mânâda birbirinden farklı şeyler olduğunu söyleyelim. Şia kelimesi taraftar, yardımcılar ve tâbiler anlamına gelen Arapça bir kelimedir. Alevî de Ali taraftarı manasınadır. Şiîlik Hz. Ali taraftarı gözükerek tarih sahnesine çıkmış, siyâsî, itikâdî, amelî bir oluşumdur. Kendi aralarında bir çok versiyonları vardır. Gulât denilen kesimi, Hz. Peygamber’i tanımamaktan tutunuz, Hz. Ali’ye ilahlık izafe edecek noktalara kadar varırlar. Suriye yöneticilerinin inançları bu açıdan gulâttır. İslâm akidelerine tamamen zıddır. Şii zümreler arasında en mutedil sayılanlar ise Caferilerdir. Bunlar amelde İmam Cafer Sadık hazretlerinin yolunu takip ederler. Bu günkü İran genel olarak bu çizgidedir. Sünni çizgi ile bunların ayrıldıkları noktalar itikadi meseleler değildir. Müslümanlardır. Fark daha çok siyasi (hilafet-imamet) ve ameli boyutlardadır.
Son yorumlar